14 Mart 2011 Pazartesi

Lanet programında denk gelmeseydim Anathema-Flying'i kendi bilgisayarımdan şuurlu olarak asla seçip dinlemezdim. Umulmadık olduğundan mıdır, tesirinin fazlalığı tartışılmaz.
Bugün öğle arasında yine uzun uzun yürüdüm bir o kadar uzun ağlayarak. Kızdıkça kendime, daha isyankar yaşlar kustu gözlerim. Hatta İbo'nun vurulmasına ağladığım şeklinde kafa buldum kendimle, kafam bir türlü beni bulmadı. Benden ayrı bir uzuv kendisi bu ara. Dön bana kafam ve içindeki her bir hücre!! Bana dönün ki bu et yığını bünyeye birimiz hakim olalım en azından, bu birinin ben olmadığı kesin çünkü.
Büyük umutlarla "Saraydan kız kaçırma"ya gittim bugün. Pek hoş bir yorum değildi, hoş onlarca saraydan kız kaçırma izlediğimi söyleyemem, hatta ilk deneyimimi bugün yaşadım. Ama Mozart'ı tanıdığım kadarıyla (ooo işte şimdi iddialı bir cümle geliyor) olayı bu kadar ciddi ve durağan tasarlamamıştır. Esas hatun soprano da anlık iniş-çıkışlarda çok başarısızdı. Hele alto adama ne demeli? Kemanın altında bile kayboluyordu sesi. Daha farklı olmalıydı Mozart hatırına. Neyse, onun hatırına gittik izledik.
Yalnız kalma fikrine alıştırmalıyım kendimi biraz daha. Hatta bu sene tatile de tek başıma çıkmalıyım. Eskisi gibi güçlü ve yalnız..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder